el-ġurr ~ اَلْغُرُّ

Kamus-ı Muhit - الغر maddesi

اَلْغُرُّ [el-ġurr] (ġayn’ın zammıyla) Bir nevʹ su kuşunun ismidir.

اَلْغَرُّ [el-ġarr] (ġayn’ın fethi ve râ’nın teşdîdiyle) ve

اَلْغُرُورُ [el-ġurûr] (ظُهُورٌ [żuhûr] vezninde) ve

اَلْغِرَّةُ [el-ġirret] (ġayn’ın kesriyle) Bir adamı bâtıl ve beyhûde nesne itmâʹıyla aldatmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَرَّهُ غَرًّا وَغُرُورًا وَغِرَّةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا خَدَعَهُ وَأَطْمَعَهُ بِالْبَاطِلِ

اَلْغِرُّ [el-ġirr] (ġayn’ın kesriyle) غَرِيرٌ [ġarîr] gibi umûr-ı dünyeviyyeye tecribesi mesbûk olmayan adama denir ki çokluk ahvâl-i ʹâleme ıttılâʹı olmayıp sâde-levh olmakla çabuk aldanıp ve her ne söyleseler inanır olur. Mü΄ennesinde kezâlik غِرٌّ [ġirr] denir ve غِرَّةٌ [ġirret] denir hâ’yla ve غَرِيرَةٌ [ġarîret] denir ki غَرِيرٌ [ġarîr]in mü΄ennesidir. Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîsu: ḣاَلْمُؤْمِنُ غِرٌّ كَرِيمٌ وَالْمُنَافِقُ خَبٌّ لَئِيمٌḢ أَيِ الْمُؤْمِنُ لَيْسَ بِذِي نَكُرٍ فَهُوَ يَنْخَدِعُ لِانْقِيَادِهِ وَلِينِهِ يُرِيدُ أَنَّ الْمُؤْمِنَ الْمَحْمُودَ مَنْ طَبْعُهُ الْغَرَارَةُ وَقِلَّةُ الْفِطْنَةِ لِلشَّرِّ وَتَرْكُ الْبَحْثِ عَنْهُ وَلَيْسَ ذَلِكَ مِنْهُ جَهْلاً وَلَكِنَّهُ كَرَمٌ وَحُسْنُ خُلُقٍ

Vankulu Lugatı - الغر maddesi

اَلْغَرُّ [el-ġarr] (ġayn’ın fethi ile) Vâhididir; ve minhu kavluhum: طَوَيْتُ الثَّوْبَ عَلَى غَرِّهِ أَيْ عَلَى كَسْرِهِ الْأَوَّلِ Aṡmaʹî eyitti: Ru΄be’den rivâyettir ki ona bir sevb ʹarz olundukta o sevbe nazar edip onu taklîb ettikten sonra إِطْوِهِ عَلَى غَرِّهِ dedi, yaʹnî “Evvelki şekli üzere tayy et” dedi.

اَلْغِرُّ [el-ġirr] (ġayn’ın kesriyle) ve

اَلْغَرِيرُ [el-ġarîr] (ġayn’ın fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Ahvâl tecribe etmeyen kimse, gayr-ı mücerreb maʹnâsına; yukâlu: رَجُلٌ غِرٌّ وَغَرِيرٌ أَيْ لَيْسَ بِمُجَرَّبٍ Kıyâs مُجَرَّبٌ [mucerreb]de râ΄ meksûr olmaktı ve lâkin ʹArab meftûh istiʹmâl edegelmiştir, nitekim bâb-ı bâ’da mürûr etti. Ve

غِرٌّ [ġirr] Kezâlik mü΄ennese dahi sıfat olur. Ve

غَرِيرٌ [ġarîr] Emn üzere olana dahi derler; yukâlu: عَيْشٌ غَرِيرٌ إِذَا كَانَ لَا يُفَزَّعُ أَهْلُهُ Ve

غَرِيرٌ [ġarîr] Aldanmağa muʹayyen olana da derler; yukâlu: أَنَا غَرِيرُكَ مِنْ فُلَانٍ أَيْ لِمَنْ يَأْتِيكَ تَغْتَرُّ بِهِ Ve

غَرِيرٌ [ġarîr] Huluk-ı hasene de ıtlâk olunur.Kaçan bir kimse pîr olsa “أَدْبَرَ غَرِيرُهُ وَأَقْبَلَ هَرِيرُهُ” derler. Ve هَرِيرٌ [herîr] yaramaz huluka derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı