اَلْغَمِقُ [el-ġamiḵ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Kesret-i rutûbetten râyihası fâsid ve müteʹaffin olmuş nebâta denir; yukâlu: نَبَاتٌ غَمِقٌ إِذَا كَانَ لِرِيحِهِ خَمَّةٌ وَفَسَادٌ لِكَثْرَةِ النَّدَى
اَلْغَمَقُ [el-ġamaḵ] (fethateynle) Yeri rutûbet basmakla merc ve çepel olmak maʹnâsınadır ki havâsının vehâmetini müstelzimdir; yukâlu: غَمِقَتِ الْأَرْضُ وَغَمَقَتْ وَغَمُقَتْ غَمَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ وَالْخَامِسِ إِذَا رَكِبَ عَلَيْهَا النَّدَى
اَلْغَمَقُ [el-ġamaḵ] (fethateynle) Yere rutûbet gâlib olmak; yukâlu: غَمِقَتِ الْأَرْضُ إِذَا صَارَتْ ذَاتَ نَدًى Ve نَدًى [nedâ] nûn’la ve dâl-ı mühmele ile rutûbete derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı