اَلْقَنِي [el-ḵanî] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Râyihası azmış meşke ve tuluma denir; yukâlu: سِقَاءٌ قَنٍ أَيْ مُتَغَيِّرُ الرِّيحِ
اَلْقَنْيُ [el-ḵany] (ḵâf’ın fethi ve nûn’un sükûnuyla) ve
اَلْقِنْيَانُ [el-ḵinyân] (ḵâf’ın kesri ve zammıyla) Kesb ü kâr edip mâl kazanmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَنَى الْمَالَ قَنْيًا وَقِنْيَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا اكْتَسَبَهُ
اَلْقَنِيُّ [el-ḵaniyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) Şol hayvâna denir ki ticâret için olmayıp hemân döllerini almak için yâhûd sağımlık için ittihâz olunmuş ola; yukâlu: عِنْدَهُ قَنِيٌّ مِنَ الْغَنَمِ أَيْ مَا يُتَّخَذُ مِنْهَا لِوَلَدٍ أَوْ لَبَنٍ
اَلْقُنِيُّ [el-ḵuniyy] (ḵâf’ın zammı ve nûn’un kesri ve yâ’nın teşdîdiyle فُعُولٌ [fuʹûl] vezni üzere) Kezâlik cemʹi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı