اَلْأَسْوَقُ [el-esvaḵ] (أَحْمَقُ [aḩmaḵ] vezninde) Baldırları uzun adama denir, ʹalâ-kavlin baldırları yakışıklı hûb ve mevzûn olana denir. Mü΄ennesi سَوْقَاءُ [sevḵâ΄]dır; yukâlu: غُلاَمٌ أَسْوَقُ وَجَارِيَةٌ سَوْقَاءُ أَيِ الطَّوِيلُ السَّاقَيْنِ أَوْ حَسَنُهُمَا
اَلْأَسْوُقُ [el-esvuḵ] (hemzenin fethi ve vâv’ın zammı ile) Kezâlik cemʹi.
اَلْأَسْوَقُ [el-esvaḵ] (hemzenin ve vâv’ın fethiyle) Baldırlı olan er. Ve
أَسْوَقُ [esvaḵ] Bacakları uzun olan ere dahi derler, tavîlü’s-sâkayn maʹnâsına. Ve
سَاقٌ [sâḵ] Birbiri ardınca maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: وَلَدَتْ فُلَانَةٌ ثَلَاثَةَ بَنِينَ عَلَى سَاقٍ وَاحِدَةٍ أَيْ بَعْضُهُمْ عَلَى إِثْرِ بَعْضٍ لَيْسَتْ بَيْنَهُمْ جَارِيَةٌ Ve
سَاقٌ [sâḵ] Ağacın özüne dahi derler جِذْعُ شَجَرَةٍ maʹnâsına. Ve
سَاقُ حُرٍّ [sâḵu ḩurr] Kumrunun erkeğine dahi derler. Ve
سَاقٌ [sâḵ] şiddet maʹnâsına da gelir; minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ سَاقٍ﴾ (القلم، 42) أَيْ عَنْ شِدَّةٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı