el-me΄ed ~ اَلْمَأَدُ

Kamus-ı Muhit - المأد maddesi

اَلْمَأْدُ [el-me΄d] (mîm’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Ter ü tâze nebât âb u tâb u tarâvetini bulup nerm-ten civân gibi temâyüle başlamak maʹnâsınadır ki bu hâlet nîsân ayında sûret bulur; yukâlu: مَأَدَ النَّبَاتُ مَأْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا اهْتَزَّ وَتَرَوَّى وَجَرَى فِيهِ الْمَاءُ وَتَنَعَّمَ وَلاَنَ Ve

مَأْدٌ [me΄d] Ter ü tâze nâzük-beden adama ve vasf-ı mezkûr üzere nihâle denir, يَمْؤُدٌ [yem΄ûd] dahi denir, ke-mâ se-yuzkeru; pes vasf bi’l-masdar olur. Ve mutlakan nerm ve nâzük şey΄e ıtlâk olunur. Ve şol su sızıntısına denir ki menbaʹdan kaynamazdan evvel yerin yüzünde tereşşüh eyleye.

Vankulu Lugatı - المأد maddesi

اَلْمَأَدُ [el-me΄ed] (fethateynle) Tâze budak hareket etmek. Pes kaçan ki tâze budak hareket edip salınsa هُوَ يَمْأَدُ مَأَدًا حَسَنًا derler.

اَلْمَأْدُ [el-me΄d] (mîm’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Şol ottur ki yumuşak ve tâze ola. ʹArablardan baʹzına bize bir iyi yer salık ver dediklerinde onların re΄isi eyitti: وَجَدْتُ مَكَانًا تَأْدًا مَأْدًا Yaʹnî soğuk ve tâze otlu mekân.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı