el-meraṯ ~ اَلْمَرَطُ

Kamus-ı Muhit - المرط maddesi

اَلْمَرَطُ [el-meraṯ] (fethateynle) Bir kimse أَمْرَطُ [emraṯ] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرِطَ الرَّجُلُ مَرَطًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ أَمْرَطَ

اَلْمِرْطُ [el-mirṯ] (mîm’in kesriyle) Bir gûne fûtaya denir ki ʹabâ gibi yünden ve خَزٌّ [ḣazz] taʹbîr olunan tiftikten dahi nesc olunur, hatunlar bürünürler. Cemʹi مُرُوطٌ [murûṯ] gelir; tekûlu: رَأَيْتُهَا وَعَلَيْهَا مِرْطٌ وَهُوَ كِسَاءٌ مِنْ صُوفٍ أَوْ خَزٍّ

اَلْمَرْطُ [el-merṯ] (فَرْطٌ [farṯ] vezninde) Kıl yolmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَطَ الشَّعْرَ مَرْطًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَنْتَفَهُ Ve sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَطَ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ Ve biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَطَهُ إِذَا جَمَعَهُ Ve ishâlle çımkırmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَطَ بِسَلْحِهِ إِذَا رَمَى بِهِ Ve lapadak çocuk doğurmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَطَتْ بِوَلَدِهَا إِذَا رَمَتْ بِهِ يَعْنِي وَلَدَتْهُ مَرَّةً

اَلْمَرِيطُ [el-merîṯ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْمِرَاطُ [el-mirâṯ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve

اَلْمُرُطُ [el-muruṯ] (عُنُقٌ [ʹunuḵ] vezninde) Bunlar da yeleksiz oka denir. Şârihin temyîzi üzere عُنُقٌ [ʹunuḵ] vezninde مُرُطٌ [muruṯ]un cemʹi أَمْرَاطٌ [emrâṯ] ve مِرَاطٌ [mirâṯ] gelir. Ve

مَريِطٌ [merîṯ] Atın bileğinin içi yüzünde ثُنَّةٌ [šamp;unnet] ile أُمُّ قِرْدَانٍ [ummu ḵirdân]ın aralığına denir. ثُنَّةٌ [šamp;unnet] atın bileğinin içi yüzünde saçak tarzında kıllardır ki meme başına şebîh nesne üzerinde olup yere doğru sarkar. Ve أُمُّ قِرْدَانٍ [ummu ḵirdân] o kıllar ile tırnağı aralığına denir. Hulâsası bileğin iç yüzünde buka[ğı]lığın tüysüz yerine denir. Ve

مَرِيطٌ [merîṯ] Bedende iki damara denir ki tesniye bünyesiyle مَرِيطَانِ [merîṯân] denir.

Vankulu Lugatı - المرط maddesi

اَلْمِرْطُ [el-mirṯ] (mîm’in kesri ve râ’nın sükûnuyla) Şol nesnedir ki yünden yâhûd خَزٌّ [ḣazz]dan işleyip ona izâr edinirler.

اَلْمَرْطُ [el-merṯ] (mîm’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Kıl yolmak; yukâlu: مَرَطَ الشَّعْرَ يَمْرُطُهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا نَتَفَهُ

اَلْمُرُطُ [el-muruṯ] (zammeteynle) Kezâlik yeleksiz olan oktur ve gâh olur ki râ teskîn olunur. Bu takdîrce أَمْرَطُ [emraṯ]ın cemʹi olur. Ve bununla vâhid sıfatlanmak câ΄iz olduğunun sebebbi mâ-baʹdinde cemʹ gelmesidir ki سَهْمٌ مُرُطُ الْقَذَاذِ derler. Bu zikr olunan Cevherî’nin muhtârıdır velâkin مُرْطٌ [murṯ] sükûn-ı râ΄ ile müfreddir, قُفْلٌ [ḵufl]le قُفُلٌ [ḵuful] gibidir denilse eshel belki evlâ olaydı, zîrâ mâ-baʹdinde cemʹ geldiğinin fâ΄idesi ne olur ki hakîkatte أَمْرَطُ [emraṯ]iyyet sehmin sıfatıdır, yeleğin sıfatı değildir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı