اَلسَّخِينُ [es-seḣîn] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلسِّخِّينُ [es-siḣḣîn] (سِكِّينٌ [sikkîn] vezninde) ve
اَلْمُسَخَّنُ [el-musaḣḣan] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) ve
اَلسُّخَاخِينُ [es-suḣâḣîn] (sîn’in zammıyla فُعَاعِيلُ [fuʹâʹîl] vezninde ki bundan gayrı yoktur) Isınmış nesneye denir; yukâlu: مَاءٌ سَخِينٌ وَسِخِّينٌ وَمُسَخَّنٌ وَسُخَاخِينُ أَيْ حَارٌّ ve yukâlu: هُوَ سَخِينُ الْعَيْنِ ضِدُّ قَرِيرُ الْعَيْنِ Ke-mâ zukire. Ve
ضَرْبٌ سِخِّينٌ [ḋarbun siḣḣîn] Şol şedîd ve mûlim darba ıtlâk olunur ki dokunduğu yeri âṯeş gibi kızgın eder; yukâlu: ضَرْبٌ سَخِينٌ أَيْ مُولِمٌ حَارٌّ
اَلْمُسْخَنُ [el-musḣan] (mîm’in zammı ve sîn’in sükûnu ve ḣâ’nın fethiyle) Isınmış nesne.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı