el-mukteb ~ اَلْمُكْتَبُ

Kamus-ı Muhit - المكتب maddesi

اَلْمُكَتَّبُ [el-muketteb] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Şol üzüm salkımına denir ki üzümünün baʹzısı ekl olunmuş ola. تَكْتِيبٌ [tektîb]den ism-i mefʹûldur ki binâsı izâle için olmakla cemʹiyyeti mezâl olduğuna mebnî ıtlâk olunmuştur; yukâlu: عُنْقُودٌ مُكَتَّبٌ إِذَا كَانَ قَدْ أُكِلَ بَعْضُ مَا فِيهِ

اَلْمَكْتَبُ [el-mekteb] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) İsm-i mekândır, kitâbet taʹlîm olunan mahalle denir. Hâliyen mekteb-i sıbyân ʹilm ve kitâbet taʹlîm-gâhlarıdır ki Fârisîde debîristân denir. Yalnız ʹilm taʹlîm-gâhına medrese ıtlâk olunur, pes sıbyân mektebi tevessüʹ üzeredir. Ve مَكْتَبٌ [mekteb] ıtlâkı mevziʹ-i kitâbet yâhûd mecmaʹ olmak iʹtibârıyladır. Ve Cevherî’nin كُتَّابٌ [kuttâb] ve مَكْتَبٌ [mekteb] bir maʹnâyadır, yaʹnî مَكْتَبٌ [mekteb]e كُتَّابٌ [kuttâb] dahi denir, cemʹi كَتَاتِيبُ [ketâtîb] gelir kavli galattır. Mütercim der ki Cevherî kavl-i mezbûru Leyšamp; ve sâ΄ir baʹzı e΄immeden telakkî eylediğini şârih tasrîh eylemiştir. Vâkıʹâ Esâs’ta dahi سَلَّمَ وَلَدَهُ فِي الْمَكْتَبَ وَالْكُتَّابِ وَذَهَبَ الصِّبْيَانُ إِلَى الْمَكَاتِبِ وَالْكَتَاتِيبِ وَقِيلَ الْكُتَّابُ اَلصِّبْيَانُ لاَ الْمَكَانُ ʹibâretiyle mersûm olduğundan başka Şihâb ʹaleyhi’r-rahmet كُتَّابٌ [kuttâb]ın مَكْتَبٌ [mekteb] maʹnâsına vürûdunu Ġureru’l-Ḣaṡâ΄iṡ nâm kitâbdan Ebu’l-ʹAynâ΄ nâm şâʹirin işbu kıtʹasıyla istişhâd eylemiştir:

Vankulu Lugatı - المكتب maddesi

اَلْمُكْتَبُ [el-mukteb] (mîm’in zammı ve tâ’nın fethiyle) Ağzı bağlı kırba.

اَلْمُكْتِبُ [el-muktib] (mîm’in zammı ve kâf’ın sükûnu ve tâ’nın kesriyle) Şol kimsedir ki kitâbet taʹlîm eyler; kâle el-Ḩasen: كَانَ الْحَجَّاجُ مُكْتِبًا بِالطَّائِفِ يَعْنِي مُعَلِّمًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı