اَلْمَكَرُ [el-meker] (fethateynle) Kızarmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَكِرَ الشَّيْءُ مَكَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا احْمَرَّ
اَلْمَكَرُّ [el-mekerr] (مَفَرٌّ [meferr] vezninde) Cengâha denir, مَعْرَكَةٌ [maʹreket] maʹnâsına.
اَلْكَرَّارُ [el-kerrâr] شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) ve
اَلْمِكَرُّ [el-mikerr] (mîm’in kesri ve kâf’ın fethiyle) Döne döne hamle eden mübârize denir; yukâlu: هُوَ كَرَّارٌ وَمِكَرٌّ مَا بِفَرَّارٍ
اَلْمَكْرُ [el-mekr] (mîm’in fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Bir adamı hîle ile aldatmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَكَرَهُ وَمَكَرَ بِهِ مَكْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا خَدَعَهُ
اَلْمُكِرُّ [el-mukirr] (mîm’in zammı ve kâf’ın kesriyle) Şol attır ki cenkte onunla hamle etmeğe sâlih ola.
اَلْمَكَرُّ [el-mekerr] (mîm’in ve kâf’ın fethiyle) Uğraş yeri, mevziʹ-i harb maʹnâsına.
اَلْمَكْرُ [el-mekr] (mîm’in fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Hîle etmek. Ve bir kimseyi aldamak, hadîʹat maʹnâsına; yukâlu: مَكَرَ بِهِ يَمْكُرُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve
مَكْرٌ [mekr] Aşıya ve aşı renginde kılmağa dahi derler, مَغْرَةٌ [maġret] maʹnâsına. Ve bir nevʹ dikenli ağaca dahi مَكْرٌ [mekr] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı