اَلْإِظِّلَامُ [el-iżżilâm] (teşdîd-i żâ’yla إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) ve
اَلْإِنْظِلَامُ [el-inżilâm] (إِنْفِعَالٌ [infiʹâl] vezninde) Bir kimse tavʹ ve ihtiyârıyla yâhûd nâçârî zâlimin zulmüne boyun sunup yüklenmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِظَّلَمَ الرَّجُلُ وَانْظَلَمَ إِذَا احْتَمَلَ الظُّلْمَ
اَلْإِظْلَامُ [el-iżlâm] (hemzenin kesriyle) Karanu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَظْلَمَ اللَّيْلُ إِذَا صَارَ مُظْلِمًا Ve karanlığa girmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَظْلَمَ الْقَوْمُ إِذَا دَخَلُوا فِي الظَّلَامِ Ve dişin âb u tâb ve revnakı ziyâde olmakla inci gibi parıldamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَظْلَمَ الثَّغْرُ إِذَا تَلَأْلَأَ Ve bir kimse zulme duş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَظْلَمَ الرَّجُلُ إِذَا أَصَابَ ظَلْمًا Şârih der ki burada ظَلْمٌ [żalm] żây’ın fethiyledir ki dişin âb u tâbına denmekle bir adamın dişlerinin âb u tâb ve lemeʹânına duş olmak demek olur, niteki أَضَاءَ الرَّجُلُ derler, أَصَابَ ضَوْءًا maʹnâsına; ve minhu kavlu’ş-şâʹir: “إِذَا مَا اجْتَلَى الرَّائِي إِلَيْهَا بِطَرْفِهِ || غُرُوبَ ثَنَايَاهَا أَضَاءَ وَأَظْلَمَا”
اَلإِظْلَامُ [el-iżlâm] (hemzenin kesri ile) Karanuluk olmak; yukâlu: أَظْلَمَ اللَّيْلُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı