اَلْمُمَرَّحُ [el-mumerraḩ] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Üzümlü yâhûd kerevitli ve çardaklı asmaya ıtlâk olunur; yukâlu: كَرْمٌ مُمَرَّحٌ أَيْ مُثْمِرٌ أَوْ مُعَرَّشٌ
اَلْمِمْرَحُ [el-mimraḩ] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) ve
اَلْمِمْرَاحُ [el-mimrâḩ] (مِفْتَاحٌ [miftâḩ] vezninde) ve
اَلْمَرُوحُ [el-merûḩ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şen ve şevk-âver ve neşât-mend ata denir; yukâlu: فَرَسٌ مِمْرَحٌ وَمِمْرَاحٌ وَمَرُوحٌ أَيْ نَشِيطٌ Ve
مِمْرَاحٌ [mimrâḩ] Tayyibü’t-türâb olan arza denir ki nebâtı tîz inbât eder ola. Ve şol göze denir ki sakat olmakla yaşı çok seyelân eder ola. Ve
مَرُوحٌ [merûḩ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol yaya denir ki pek latîf ve nâzük olmakla temâşâ edenleri ferah-nâk eder ola yâhûd oku hüsn ve sühûletle irsâl eylemekle gûyâ ki kendisi neşâtlanır ola. Evvele göre bi-maʹnâ fâʹil, sânîye göre bi-maʹnâ mefʹûldür; yukâlu: قَوْسٌ مَرُوحٌ أَيْ تَمْرَحُ رَآؤُوهَا لِحُسْنِهَا أَوْ كَأَنَّ بِهَا مَرَحًا لِحُسْنِ إِرْسَالِهَا السَّهْمَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı