اَلنَّتَشُ [en-neteş] (fethateynle) Nebâtın aşağısından ve yukarısından ibtidâ sürüp çıkan yerine denir.
اَلنَّتْشُ [en-netş] (nûn’un fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Gövdeye batmış diken makûlesi cinbistra ile çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu. نَتَشَ الشَّوْكَةَ وَنَحْوَهَا نَتْشًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا اسْتَخْرَجَهَا بِالْمِنْتَاشِ Ve bir nesneyi çimdikle yâhûd maşa makûlesi nesneye kıstırmakla çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَشَ اللَّحْمَ وَنَحْوَهُ إِذَا جَذَبَهُ قَرْصًا Ve kıl ve tüy yolmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَشَ الشَّعْرَ إِذَا نَتَفَهُ Ve emek çekip kesb eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَتَشَ لِعِيَالِهِ إِذَا اكْتَسَبَ لَهُمْ Ve vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَشَهُ إِذَا ضَرَبَهُ Ve bir şey΄i ayakla öte kakıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَشَ الْحَجَرَ إِذَا دَفَعَهُ بِرِجْلِهِ Ve
نَتْشٌ [netş] ve
تَنْتَاشٌ [tentâş] (تَذْكَارٌ [težkâr] vezninde) Bir adama nihânî ʹitâb ve serzeniş eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَشَ فُلاَنًا نَتْشًا وَتَنْتَاشًا إِذَا عَتَبَهُ سِرًّا Ve kuyunun mecmûʹ suyunu çekip bitirmek maʹnâsınadır; yukâlu: بِئْرٌ لاَ تُنْتَشُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ أَيْ لاَ تُنْزَحُ
اَلنَّتْشُ [en-netş] (nûn’un fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Çıkarmak ve erişmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَا نَتَشْتُ مِنْ فُلَانٍ شَيْئًا أَيْ مَا أَصَبْتُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı