el-hunnaʹ ~ اَلْهُنَّعُ

Kamus-ı Muhit - الهنع maddesi

اَلْهُنَّعُ [el-hunnaʹ] (رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde) هَانِعٌ [hâniʹ]in cemʹidir ki hâziʹ ve mütevâziʹ maʹnâsınadır; yukâlu: قَوْمٌ هُنَّعٌ أَيْ خُضَّعٌ

اَلْهَنَعُ [el-henaʹ] (fethateynle) Bir adamın kâmetinde olan eğriliğe denir; yukâlu: فِي قَامَتِهِ هَنَعٌ أَيِ انْحِنَاءٌ Ve bu maʹnâda masdar olur; yukâlu: هَنِعَتْ قَامَتُهُ هَنَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا انْحَنَتْ Ve devenin boynunun aşağı tarafı çökük ve omuzu başları çıkık ve başı kalkık olmaz maʹnâsınadır; yukâlu: هَنَعَ الْبَعِيرُ إِذَا انْحَدَرَ قَصَرَتُهُ وَارْتَفَعَ رَأْسُهُ وَأَشْرَفَ حَارِكُهُ Kezâlik âhû kısmının boynu vasf-ı mezkûr üzere olmağa denir ki kızıl soyunda olur, karamtık cinsinde olmaz, zîrâ kızıl kısmının boyunları kısa denir.

اَلْهَنْعُ [el-henʹ] (مَنْعٌ [menʹ] vezninde) Bir nesneyi birbiri üzere dürüp sarar gibi eğip bükmek maʹnâsınadır, iplik kelebini ve sepet örecek çubukları birbiri üzerine eğip bükmek gibi; yukâlu: هَنَعَ الشَّيْءَ هَنْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا عَطَفَهُ وَثَنَى بَعْضَهُ عَلَى بَعْضٍ Ve zikr olunan menzil-i هَنْعَةٌ [Henʹat]ın sebeb-i tesmiyesi bu maʹnâdandır ki gûyâ onda olan kevkebler birbirinin üzerine eğilip sarılmış sûretindedirler. Ve

هَنْعٌ [henʹ] Tevâzuʹ ve huzûʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَنَعَ لَهُ إِذَا خَضَعَ

Vankulu Lugatı - الهنع maddesi

اَلْهَنَعُ [el-henaʹ] (fethateynle) Boynunda olan تَطَامُنٌ [teṯâmun]dur. Ve تَطَامُنٌ [teṯâmun] odur ki boynun aşağı cânibi münhadir ola, yaʹnî iniş olup baş cânibi mürtefiʹ ola ve omuzu yüksek ola; yukâlu: هَنِعَ يَهْنَعُ هَنَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı