el-iḵtifâ΄ ~ الإِقْتِفَاءُ

Kamus-ı Muhit - الإقتفاء maddesi

الإِقْتِفَاءُ [el-iḵtifâ΄] إِفْتِقَاءٌ [iftiḵâ΄] vezninde ve mürâdifidir ki mahallinde beyân olundu; yukâlu: إِقْتَفَأَ الْخَرْزَ بِمَعْنَى إِفْتَقَأَهُ

اَلْإِقْتِفَاءُ [el-iḵtifâ΄] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi bir adamın ardına düşüp gitmek maʹnâsınadır ki peyrevlik eylemek taʹbîr olunur; tekûlu: إِقْتَفَيْتُهُ إِذَا تَبِعْتَهُ Ve bir adamı bir husûsla ağırlamak maʹnâsınadır; tekûlu: إِقْتَفَيْتُهُ بِأَمْرٍ إِذَا آثَرْتَهُ Ve bir nesneyi kendi nefsine mahsûs edinmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْتَفَى بِهِ إِذَا اخْتَصَّ يَعْنِي خَصَّ نَفْسَهُ بِهِ Ve ihtiyâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْتَفَى بِالشَّيْءِ إِذَا اخْتَارَهُ Şârihin beyânına göre bundan ism قِفْوَةٌ [ḵifvet]tir ḵâf’ın kesriyle, safvet ve muhtâr maʹnâsınadır; tekûlu: هُوَ قِفْوَتِي أَيْ صَفْوَتِي وَخَيِّرَتِي

Vankulu Lugatı - الإقتفاء maddesi

اَلْإِقْتِفَاءُ [el-iḵtifâ΄] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir nesneyi ihtiyâr etmek; tekûlu: إِقْتَفَاهُ إِذَا اخْتَارَهُ Ve

إِقْتِفَاءٌ [iḵtifâ΄] Bir kimsenin ardınca gitmeğe dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı