Sâlum ~ سَالُمٌ

Kamus-ı Muhit - سالم maddesi

سَالُمٌ [Sâlum] (آنُكٌ [ânuk] vezninde)

سَالِمٌ [Sâlim] (lâm’ın kesriyle) ʹAbdullâh b. ʹÖmer b. Ḣaṯṯâb’ın veledi ismidir. Cevherî سَالِمٌ [sâlim] lafzını göz ile burun aralığında olan deri ile tefsîri galat ve ʹAbdullâh b. ʹÖmer’in beytiyle istişhâdı bâtıldır. Şârih der ki beyt-i mezbûr budur: “يُدِيرُونَنِي فِي سَالِمٍ وَأُرِيغُهُ || وَجِلْدَةُ بَيْنِ الْعَيْنِ وَالْأَنْفِ سَالِمُ” Pes ʹAbdullâh سَالِمٌ [sâlim]i kelâm-ı muhabbetinden zikr olunan deri menzilinde kılmıştır, lâkin beyt-i merkûm Zuheyr’in olup ʹAbdullâh onunla temessül eylediği şeyhimin tashih-kerdesi olmakla Cevherî’nin kelâmı galat ve butlândan sâlim olur.

Vankulu Lugatı - سالم maddesi

سَالِمٌ [Sâlim] (sîn’in fethi ve lâm’ın kesriyle) Bir recülün ismidir. Ve

سَالِمٌ [sâlim] Gözle burun arasında olan deriye dahi derler. Ve ʹAbdulmelik bu maʹnâyı diledi Ḩaccâc’a cevâb-nâme yazdığı hînde ki “أَنْتَ سَالِمٌ” demiştir; أَيْ أَنْتَ عِنْدِي كَسَالِمٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı