سُوعٌ [Sûʹ] (sîn’in zammıyla) Yemen’de bir kabîle adıdır.
اَلسَّوْعُ [es-sevʹ] (نَوْعٌ [nevʹ] vezninde) Davar kendi başına salma olmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَاعَتِ الْإِبِلُ تَسُوعُ سَوْعًا إِذَا تَخَلَّتْ بِلاَ رَاعٍ Ve
سَوْعٌ [sevʹ] سُوَاعٌ [suvâʹ] gibi geceden bir mikdâra denir; tekûlu: أَتَانَا بَعْدَ سَوْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَسُوَاعٍ أَيْ بَعْدَ هَدْءٍ
اَلسَّوْعُ [es-sevʹ] (sîn’in fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Bir mikdâr zamâna derler; tekûlu: جَاءَنَا بَعْدَ سَوْعٍ مِنَ اللَّيْلِ أَيْ بَعْدَ هَدْءٍ Yaʹnî “İbil yattıktan sonra geldi.” Ve
سَوْعٌ [sevʹ] İhmâl olunmağa dahi derler; yukâlu: أَسَاعَ الْإِبِلَ فَسَاعَتْ إِذَا تَرَكَتْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı