cuheynet ~ غُفَيْرَةُ

Kamus-ı Muhit - غفيرة maddesi

غُفَيْرَةُ [Ġufeyret (جُهَيْنَةُ [cuheynet] vezninde) Bir hatun adıdır.

اَلْغَفْرُ [el-ġafr] (جَفْرٌ [cefr] vezninde) Setr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَفَرَ الشَّيْءَ غَفْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا سَتَرَهُ Ve bir nesneyi bir zarf içre vazʹ ve ihfâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَفَرَ الْمَتَاعَ فِي الْوِعَاءِ إِذَا أَدْخَلَهُ وَسَتَرَهُ Ve bir nesneyi bir zarf içre vazʹ ve ihfâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَفَرَ الْمَتَاعَ فِي الْوِعَاءِ إِذَا أَخَلَّهُ وَسَتَرَهُ Ve sakalı bi-tamâmihi boyamak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: غَفَرَ الشَّيْبَ بِالْخِضَابِ إِذَا غَطَّاهُ Ve

غَفْرٌ [ġafr] ve

غِفْرَةٌ [ġifret] (ġayn’ın kesriyle) ve

مَغْفِرَةٌ [maġfiret] ve

غُفُورٌ [ġufûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

غُفْرَانٌ [ġufrân] ve

غَفِيرٌ [ġafîr] (ġayn’ın fethiyle) ve

غَفِيرَةٌ [ġafîret] (hâ’yla) Hazret-i Hak celle ve ʹalâ ʹibâdın cürm ve günâhını setr ve ʹafv eylemek maʹnâsınadır ki yarlığamak taʹbîr olunur; yukâlu: غَفَرَ اللهُ ذُنُوبَنَا غَفْرًا وَغَفْرَةً وَمَغْفِرَةً وَغُفُورًا وَغُفْرَانًا وَغَفِيرًا وَغَفِيرَةً أَيْ غَطَّى عَلَيْهِ وَعَفَا عَنْهُ Ve

غَفْرٌ [ġafr] Islâh eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

غَفْرٌ [ġafr] Karna ıtlâk olunur, بَطْنٌ [baṯn] maʹnâsına. Ve esvâb pürüzüne denir, زِئْبِرٌ [zi΄bir] maʹnâsına; bunda fâ’nın fethiyle de lügattir. Ve dağ keçisinin yavrusuna denir; bunda ġayn’ın zammıyla ekserdir. Cemʹi أَغْفَارٌ [aġfâr] gelir ve غِفَرَةٌ [ġiferet] gelir, عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde ve غُفُورٌ [ġufûr] gelir ġayn’ın zammıyla. Ve

غَفْرٌ [Ġafr] Menâzil-i kamerden bir menzil adıdır ki üç kevkeb-i sagîri müştemildir; menzil-i mezbûr, Mîzân burcunda ve kavs-ı ʹAcemî nizâmındadır. Ve

غَفْرٌ [ġafr] Çuval tarzında bir zarf ismidir. Ve

غَفْرٌ [ġafr] Kezâlik masdar olur, hastanın ʹilleti nüks eylemek maʹnâsına yukâlu: غَفَرَ الْمَرِيضُ وَغُفِرَ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ غَفْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا نُكِسَ Ve ʹâşıkın muʹtâd olduğu derd ve endûhu ʹavdet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَفَرَ الْعَاشِقُ إِذَا عَادَ عِيدُهُ Ve yara azıtmak maʹnâsınadır; yukâlu: غفَرَ الْجُرْحُ إِذَا انْتَقَضَ Ve bir mâlın vefret ve kesreti pazarı ucuzutmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَفَرَ الْجَلَبُ السُّوقَ إِذَا رَخَّصَهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı