leken ~ لَكَنٌ

Kamus-ı Muhit - لكن maddesi

لَكَنٌ [leken] (جَبَلٌ [cebel] vezninde) Zarf-ı malûm ismidir ki Türkîde kâf-ı ʹacemî ile leğen taʹbîr olunan kaptır, âbdest leğeni gibi.

لَكِنَّ [lâkinne] (nûn-ı müşeddede ile) Hurûf-ı müşebbehe bi’l-fiʹl aksâmındandır, ismini nasb ve haberini refʹ eder ve istidrâk maʹnâsını mutazammındır, yaʹnî mâ-baʹdine bir hükm isbât eder ki mâ-kabline muhâlif olur, fe-lihâzâ kendiden mukaddem bir kelâm lâzımdır ki mâ-baʹdına münâkız yâhûd müzâdd ola. Ve baʹzılar dedi ki baʹzen istidrâk için ve baʹzen tevkîd için olur. Ve baʹzılar إِنَّ kelimesi gibi dâ΄imâ tevkîd için olup ve tevkîde maʹnâ-yı istidrâk karîn ve musâhib olur.

Vankulu Lugatı - لكن maddesi

لَكِنْ [lâkin] (lâm’ın fethi ve meddi ve kâf’ın kesri ve nûn’un tahfîfi ve teşdîdiyle) Hurûf-ı ʹâtıfeden istidrâk içindir, yaʹnî nefyden sonra îcâb içindir.

لَكِنَّ [lâkinne] nûn-ı müşeddede ile olan إِنَّ ʹameli gibi ʹamel edip ismin nasb ve haberin refʹ eyler. Ve nefyle îcâbdan sonra bununla istidrâk sahîhtir; tekûlu: مَا جَاءَنِي زَيْدٌ لَكِنْ عَمْرٌو قَدْ جَاءَ وَمَا تَكَلَّمَ زَيْدٌ لَكِنْ عَمْرٌو قَدْ تَكَلَّمَ Ve muhaffefe olan ʹamel etmez esmâya ve efʹâle dâhil olduğundan ötürü. Ve îcâbdan sonra dahi vâkiʹ olması câ΄iz olur, kaçan mâ-baʹdinde gelen kelâm mubtedâ olsa; tekûlu: جَاءَنِي الْقَوْمُ لَكِنْ عَمْرٌو لَمْ يَجِئْ فَتَرْفَعُ وَلَا يَجُوزُ أَنْ تَقُولَ لَكِنْ عَمْرٌو فَتَسْكُتَ حَتَّى تَجِيءَ بِجُمْلَةٍ تَامَّةٍ Nüsah-ı Ṡıḩâḩ’ta وَيَقَعُ أَيْضًا بَعْدَ النَّفْيِ إِذَا ابْتَدَأْتَ بِمَا بَعْدَهَا تَقُولُ جَاءَنِي الْقَوْمُ لَكِنْ عَمْرٌو وَلَمْ يَجِئْ vâkiʹ olmuştur, lâkin zâhir بَعْدَ النَّفْيِ bedeline بَعْدَ الْإِيجَابِ olmaktır, siyâk ve sibâk karînesiyle ve eger ism-i müfredi ism-i müfred üzere maʹtûf kılsan, لَكِنْ vâkiʹ olmak câ΄iz olmaz illâ nefyden sonra ve ism-i sâniye ism-i evvelin iʹrâbı gibi iʹrâb lâzım olur; tekûlu: مَا رَأَيْتُ زَيْدًا لَكِنْ عَمْرًا وَمَا جَاءَنِي زَيْدٌ لَكِنْ عَمْرٌو Ve baʹzı nahviyyîn ettiler لَكِنْ kelimesinin aslı إِنَّ ile lâm’dır, kâf ziyâde olunmuştur. Ve buna delîl ʹArabların haberine lâm dâhil kılmasıdır, nitekim “وَلَكِنَّنِي مِنْ حُبِّهَا لَكَمِيدُ” kavlinde dâhil olunmuştur, Ferrâ rivâyeti üzere كَمِيدٌ [kemîd] mahzûn maʹnâsınadır. Ve ammâ Bârî taʹâlânın ﴿لَكِنَّا هُوَ اللهُ رَبِّي﴾ (الكهف، 38) dediği kavlinde asl-ı لَكِنْ [lâkin] أَنَا [ene]dir, hemze hazf olunup nûn’ların ictimâʹından teşdîd gelmiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı