مُلَاعِبُ ظِلِّهِ [mulâʹibu żillihi] Gölgesiyle oynayıcı demektir. Bu münâsebetle bir kuşa ıtlâk eylediler, gölgesiyle mülâʹabe eylediği için, Demîrî قِرِلَّى [ḵirillâ] ile beyân eylemiştir, ke-mâ se-yuzkeru; وَيُقَالُ فِي التَّثْنِيَةِ مُلَاعِبَا ظِلِّهِمَا وَفِي الْجَمْعِ مُلَاعِبَاتُ ظِلِّهِنَّ فَإِذَا نَكَّرْتَهُ أَخْرَجْتَ الظِّلَّ عَلَى الْعِدَّةِ فَقُلْتَ هُنَّ مُلَاعِبَاتٌ أَظْلَالَهُنَّ Bu sûrette ism-i ʹaded hükmünde olur. مُلَاعِبَاتُ ظِلِّهِنَّ demek sahîh değildir.
مُلاَعِبُ ظِلِّهِ [mulâʹibu żillihi] (mîm’in zammıyla) Gölgesiyle oynayıcı demektir. Bir nevʹ kuşta ʹalem olmuştur ki ekserî karada gölgesiyle ve su üzerinde ʹaksiyle beri öte kapıp vurmak şîvesinde mülâʹabe eder, bâdiye kuşlarındandır ve ona خَاطِفُ ظِلِّهِ [ḣâṯifu żillihi] dahi derler.
مُلَاعِبُ ظِلِّهِ [mulâʹibu żillihi] Bir nevʹ kuştur ki suda gölgesin gördükte onu kapmağa teveccüh eder. Ve gâh olur ki ona خَاطِفُ ظِلِّهِ [ḣâṯifu żillihi] dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı