Veznu Sebʹat ~ وَزْنُ سَبْعَةَ

Kamus-ı Muhit - وزن سبعة maddesi

وَزْنُ سَبْعَةَ [Veznu Sebʹat] Bir recülün lakabıdır.

وَزْنُ سَبْعَةٍ [veznu sebʹat] Bir lafzdır ki onunla yedi miskâl murâd olur; tekûlu: أَخَذْتُ مِنْهُ مِائَةَ دِرْهَمٍ وَزْنَ سَبْعَةٍ يَعْنُونَ بِهِ أَنَّ كُلَّ عَشَرَةٍ مِنْهَا وَزْنُ سَبْعَةِ مَثَاقِيلَ Ve Cevžân b. Sebʹa tâbiʹîndendir. Ve

سَبْعٌ [Sebʹ] Raḵḵa ile Re΄su-ʹayn beyninde bir karye adıdır. Ve Ḵuds ile Kerek beyninde bir mevziʹdir; onda yedi kuyu olmakla tesmiye olundu. Ve

سَبْعٌ [sebʹ] Mahşer-gâh-ı kıyâmet olan mevziʹe ıtlâk olunur; ve minhu’l-hadîsu: “مَنْ لَهَا يَوْمَ السَّبْعِ” أَيْ “مَنْ لَهَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ”، وَيُعَكِّرُ عَلَى هَذَا قَوْلُ الذِّئْبِ “يَوْمَ لاَ يَكُونُ لَهَا رَاعٍ غَيْرِي” وَالذِّئْبُ لاَ يَكُونُ رَاعِيًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ، أَوْ أَرَادَ مَنْ لَهَا عِنْدَ الْفِتَنِ حِينَ تُتْرَكُ بِلاَ رَاعٍ نُهْبَةً لِلسِّبَاعِ فَجَعَلَ السَّبُعَ لَهَا رَاعِيًا إِذْ هُوَ مُنْفَرِدٌ بِهَا أَوْ يَوْمُ السَّبْعِ عِيدٌ لَهُمْ فِي الْجَاهِلِيَّةِ كَانُوا يَشْتَغِلُونَ فِيهِ بِلَهْوِهِمْ عَنْ كُلِّ شَيْءٍ وَرُوِيَ بِضَمِّ الْبَاءِ İşbu hadîsin tamâmı budur, “بَيْنَا رَاعٍ فِي غَنَمِهِ عَدَا عَلَيْهَا الذِّئْبُ فَأَخَذَ مِنْهَا شَاةً فَطلَبَهُ الرَّاعِي حَتَّى اسْتَنْقَذَهَا مِنْهُ فَالْتَفَتَ إِلَيْهِ الذِّئْبُ فَقَالَ لَهُ مَنْ لَهَا يَوْمَ السَّبْعِ يَوْمَ لاَ يَكُونُ لَهَا رَاعٍ غَيْرِي” Yaʹnî mebʹas-ı Hazret-i Nebevî ʹaleyhi’s-salâtu ve’s-selâm hengâmında bir çoban raʹy-ı agnâm eder iken nâgâh bir kurt bir koyun kapıp firâr eyledi. Çoban ensesine düşüp ikdâm eyleyerek bıraktıktan sonra o kurt çobana müteveccih olup “Gerçi sen şimdi işbu tuʹmem olacak koyunu bana yedirmeyip ahz eyledin, lâkin ʹacaba benden gayrı onlara çoban olmayacak يَوْمُ السَّبْعِ [yevmu’s-sebʹ]de onlara kim sâhib ve hâmî olacaktır?”

Vankulu Lugatı - وزن سبعة maddesi

وَزْنُ سَبْعَةٍ [veznu sebʹat] Bu bir lafzdır ki bununla murâd yedi miskâldır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı