اَلتَّتَمُّمُ [et-tetemmum] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bu dahi Temîm kabîlesi halkına uymak maʹnâsınadır; yukâlu: تَتَمَّمَ فُلَانٌ إِذَا صَارَ هَوَاهُ أَوْ رَأْيُهُ أَوْ مَحَلَّتُهُ تَمِيمِيًّا Ve kırılan nesne ayrılmamak üzere çatlamak, ʹalâ-kavlin çatladıktan sonra ayrılmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَتَمَّمَ الشَّيْءُ إِذَا انْصَدَعَ وَلَمْ يَبِنْ أَوِ انْصَدَعَ ثُمَّ بَانَ Ve ayağı şikest olan adam onunla gezip dururken kesip ayırmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَتَمَّمَ الرَّجُلُ إِذَا كَانَ بِهِ كَسْرٌ يَمْشِي بِهِ ثُمَّ أَبَتَّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı