التَّكَأْكُؤُ [et-teke΄ku΄] (تَزَلْزُل [tezelzul] vezninde) كَأْكَأَةٌ [ke΄ke΄et] maʹnâlarınadır; yukâlu: تَكَأْكَأَ فُلاَنٌ إِذَا نَكَصَ وَجَبُنَ ve yukâlu: تَكَأْكَأَ الْقَوْمُ إِذَا تَجَمَّعَ Ve tekellümden hasr ve ʹâciz olup dil dolaşmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَكَأْكَأَ الرَّجُلُ فِي كَلاَمِهِ إِذَا عَيَّ
اَلتَّكَأْكُؤُ [et-teke΄ku΄] (ʹalâ-vezni اَلتَّزَلْزُل [et-tezelzul] ve اَلتَّكَعْكُع [et-tekaʹkuʹ]) Havf edip geri dönmek; yukâlu: تَكَأْكَأَ أَيْ جَبُنَ وَنَكَصَ Ve نُكُوصٌ [nukûṡ] nûn’la ve ṡâd-ı mühmele ile rücûʹ maʹnâsınadır, nitekim تَكَعْكُعٌ [tekaʹkuʹ] mühmeleteynle ihtibâs maʹnâsınadır. Ve ictimâʹ maʹnâsına dahi gelir. Hikâyet olunur ki ʹÎsâ b. ʹÖmer hımârından düştükte halk kendinin üzerine cemʹ olduğun göricek eyitti: مَا لَكُمْ تَكَأْكَأْتُمْ عَلَيَّ تَكَأْكُؤَكُمْ عَلَى ذِي جِنَّةٍ إِفْرَنْقِعُوا عَنِّي Ve إِفْرِنْقَاعٌ [ifrinḵâʹ] Teferruk maʹnâsınadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı