اَلْمِمْسَحُ [el-mimsaḩ] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) ve
اَلتِّمْسَحُ [et-timsaḩ] (مِمْسَحٌ [mimsaḩ] vezninde) Bu dahi kezzâb şahsa denir.
اَلتَّمَسُّحُ [et-temessuḩ] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bu dahi mesh-i yed maʹnâsınadır. Ve bir nesneye sürünmek maʹnâsınadır. Ve bir nesne ile teberrük eylemek maʹnâsınadır ki maʹnâ-yı mezbûrdan me΄hûzdur; yukâlu: يَتَمَسَّحُ بِهِ أَيْ يَتَبَرَّكُ بِهِ لِفَضْلِهِ Ve ʹArablar “filân kimsenin aslâ bir nesnesi yoktur, müflis ve mücerreddir” diyecek yerde فُلاَنٌ يَتَمَسَّحُ derler, bi-maʹnâ لاَ شَيْءَ مَعَهُ كَأَنَّهُ يَمْسَحُ ذِرَاعَيْهِ
اَلتَّمَسُّحُ [et-temessuḩ] (fethateynle ve sîn’in zammı ve teşdîdiyle) Bir nesneyi bir nesneye sürüp pâk etmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı