اَلْأَيِكُ [el-eyik] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Meyve-dâr o
اَلْأَيْكُ [el-eyk (hemzenin fethiyle) Sık ve birbirine sarmaşık ağaç koruluğuna denir yâhûd سِدْرٌ [sidr] ve أَرَاكٌ [erâk] ağaçlığı olan ormana denir, ʹalâ-kavlin mutlakan ağaçlığa denir, hattâ hurmâlığa denir; müfredi أَيْكَةٌ [eyket]tir; yukâlu: نَزَلُوا فِي الْأَيْكِ وَهُوَ الشَّجَرُ الْمُلْتَفُّ الْكَثِيرُ أَوِ الْغَيْضَةُ تُنْبِتُ السِّدْرَ وَالْأَرَاكَ أَوِ الْجَمَاعَةُ مِنْ كُلِّ الشَّجَرِ حَتَّى مِنَ النَّخْلِ وَمَنْ قَرَأَ قَوْلَهُ تَعَالَى ﴿أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ﴾ بِالْأَيْكَةِ فَهِيَ الْغَيْضَةُ وَمَنْ قَرَأَ “لَيْكَةِ” بِاللَّامِ فَهِيَ اسْمُ الْقَرْيَةِ Kırâ΄at-i sâniyeye göre mevziʹ-i zikri lâm faslı olur. Ve Ṡaḩîḩ-i Buḣârî’de أَصْحَابُ اللَّائِكَةِ yaʹnî lâm-ı müşeddede ile أَيْكَةٌ [eyket]in cemʹi olmak üzere mersûm olmakla vehm olmak melhûzdur. Ve
أَيْكٌ [eyk] Masdar olur, ağaç koruluk yâhûd ormanlık olmak maʹnâsına; yukâlu: أَيِكَ الْأَرَاكُ أَيْكًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَارَ أَيْكَةً
اَلْأَيْكُ [el-eyk] (hemzenin fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Şol ağaçlardır ki çok olup birbirine sarılmış ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı