اَلتُّوَلَاتُ [et-tuvelât] (tâ’nın zammı ve vâv’ın fethiyle) Zikr olunan تُوَلَةٌ [tuvelet]in cemʹidir ki dâhiyeye denir; ve minhu yukâlu: جَاءَ بِدُوَلَاهُ وَتُوَلَاهُ وَدُوَلَاتِهِ وَتُوَلَاتِهِ أَيِ بالدَّوَاهِي Ve دُوَلَاتٌ [duvelât] dahi dâhiye maʹnâsınadır; fıkra-i ûlâda ihtisâran tâ’ları hazf olunmuştur.
التُّولَاتُ [et-tûlât] (tâ’nın zammı ve vâv’ın fethiyle) Cemʹi, devâhî maʹnâsına; yukâlu: جَاءَنَا بِتُوَلَاتِهِ وَدُوَلَاتِهِ أَيْ بِدَوَاهِيهِ Ve Ḣalîl eyitti: تُوَلَةٌ [tuvelet] (tâ’nın zammı ve vâv’ın fethiyle) ve تِوَلَةٌ [tivelet] (tâ’nın kesri ve vâv’ın fethiyle) bir nesnedir ki sihre şebîhtir. Ve Aṡmaʹî eyitti: تِوَلَةٌ [tivelet] tâ’nın kesriyle şol efsûndur ki onunla zevcin zevceye mahabbeti ziyâde olur. Ve تُوَلَاتٌ [tuvelât] gâh olur lutf ve ihsândan ʹibâret olur. İbn Aʹrâbî rivâyeti üzere; yukâlu: إِنَّ فُلَانًا لَذُو تُوَلَاتٍ إِذَا كَانَ ذَا لُطْفٍ وَتَأَتٍّ حَتَّى كَأَنَّهُ يَسْحَرُ صَاحِبَهُ Yaʹnî ihsânla cezb kılıp eder sihrle ettikleri gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı