el-ḩîrân ~ اَلْحِيرَانُ

Kamus-ı Muhit - الحيران maddesi

اَلْحَيْرَةُ [el-ḩayret] ve

اَلْحَيْرُ [el-ḩayr] (ḩâ’ların fethi ve yâ’ların sükûnuyla) ve

اَلْحَيَرُ [el-ḩayer] (fethateynle) ve

اَلْحَيَرَانُ [el-ḩayerân] (طَيَرَانٌ [ṯayerân] vezninde) Bir nesneye bir düzeye pek çok bakmak sebebiyle gözü donuklanmak maʹnâsınadır ki o hâlet savuşmadıktan sonra bir şey΄i göremez olur. Asl maʹnâ-yı mevzûʹu budur; yukâlu: حَارَ الرَّجُلُ يَحَارُ حَيْرَةً وَحَيْرًا وَحَيَرًا وَحَيَرَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا نَظَرَ إِلَى الشَّيْءِ فَغُشِيَ عَلَيْهِ Ve bir adam ser-geşte ve deng ve mank olmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki nereye gideceğini ve ne yapacağını bilmez olur; yukâlu: حَارَ الرَّجُلُ إِذَا لَمْ يَهْتَدِ لِسَبِيلِهِ Ve bir yerde su bir tarafa akmayıp beri öte çalkanıp dönmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: حَارَ الْمَاءُ إِذَا تَرَدَّدَ يَعْنِي كَأَنَّهُ لاَ يَدْرِي كَيْفَ يَجْرِي

اَلْحَيْرَانُ [el-ḩayrân] (سَكْرَانُ [sekrân] vezninde) ve

اَلْحَائِرُ [el-ḩâ΄ir] Mâdde-i merkûmeden vasftır, ser-geşte ve deng ve mank adama denir. Mü΄ennesinde حَيْرَاءُ [ḩayrâ΄] denir, حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde. Cemʹinde حَيَارَى [ḩayârâ] denir ḩâ’nın fethi ve zammıyla. Ve

حَائِرٌ [ḩâ΄ir] Su müctemiʹ olacak yere denir. Ve şol havuza denir ki ona yağmur suyu akacak mecrâ ve mesîl tesyîb ve tesyîl olunmuş ola. Ve mürtefiʹ yerler aralığında olan düz ve oturaklı mekâna denir. Ve bostâna denir; elifi tarhla حَيْرٌ [ḩayr] dahi denir. Cemʹi حُورَانٌ [ḩûrân] gelir ḩâ’nın zammıyla ve حِيرَانٌ [ḩîrân] gelir ḩâ’nın kesriyle. Ve et yağına denir, وَدَكٌ [vedek] maʹnâsına. Ve Kerbelâ΄ çölüne ıtlâk olunur. Ve Kerbelâ’da bir mevziʹ adıdır.

Vankulu Lugatı - الحيران maddesi

اَلْحِيرَانُ [el-ḩîrân] (ḩâ’nın kesriyle) ve

اَلْحُورَانُ [el-ḩûrân] (ḩâ’nın zammıyla) Kezâlik cemʹ-i kesreti.

اَلْحَيْرَانُ [el-ḩayrân] (ḩâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Mütehayyir olan kimse.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı