اَلزَّنَقُ [ez-zenaḵ] (fethateynle) Ok temreninin sivri ucuna denir ki yalman taʹbîr olunur; cemʹi زُنُوقٌ [zunûḵ] gelir. Ve atın uyanında زُنَاقٌ [zunâḵ] dedikleri bağ bağlayacak yere denir.
اَلزُّنُقُ [ez-zunuḵ] (zammeteynle) ʹUkûl-i tâmme maʹnâsınadır; yukâlu: لَهُمْ زُنُقٌ أَيْ عُقُولٌ تَامَّةٌ Ve bu زُنَاقٌ [zunâḵ]-ı âtîden cemʹ olmakla mecâzen ʹakl-ı kâmilde istiʹmâl olundu.
اَلزَّنْقُ [ez-zenḵ] (zây’ın fethiyle) ʹAyâli nafakasını buhl yâhûd fakr u fâka sebebiyle tazyîk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: زَنَقَ الرَّجُلُ عَلَى عِيَالِهِ زَنْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَيَّقَ بُخْلاً أَوْ فَقْرًا Ve atın başında olan uyana زُنَاقٌ [zunâḵ] bağlamak maʹnâsınadır ki başı sert olana ve başını yukarı silker olana ederler; yukâlu: زَنَقَ فَرَسَهُ إِذَا جَعَلَ تَحْتَ حَنَكِهِ الْأَسْفَلِ حَلْقَةً فِي الْجَلِيدَةِ ثُمَّ جَعَلَ فِيهَا خَيْطًا Ve davarın ayağını kösteklemek maʹnâsınadır; yukâlu: زَنَقَ الْبَغْلَ إِذَا شَكَّلَهُ فِي قَوَائِمِهِ
اَلزَّنَقُ [ez-zenaḵ] (fethateynle) Gül-efser bağlayacak yer.
اَلزَّنْقُ [ez-zenḵ] (zâ’nın fethi ve nûn’un sükûnuyla) Atın gül-efserin bağlamak; yukâlu: زَنَقْتُ الْفَرَسَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı