اَلسُّمَاقُ [es-sumâḵ] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Hâlis nesneye denir; ve minhu yukâlu: كَذِبٌ سُمَاقٌ أَيْ خَالِصٌ Ve İsḩâḵ b. İbrâhîm es-Sumâḵî ki muhaddisîndendir, hâlise mensûbdur.
اَلسُّمَّاقُ [es-summâḵ] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) ve
اَلسَّمُوقُ [es-semûḵ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Türkîde dahi sumak dedikleri ekşi dânelere denir; salkım salkım ağaçta biter. Taʹâmı müştehî ve ishâl-i müzmini kâtıʹ ve menkûʹuyla iktihâl gözde ʹârız olan سُلاَقٌ [sulâḵ] ve رَمَدٌ [remed] ʹilletlerini dâfiʹdir. Muhaddisînden Muḩammed b. Aḩmed es-Sumâḵî ki Aḩmed b. Ebi’l-Ḩuvârâ’dan tahdîs eyledi ve ʹAbdulmevlâ ibnu’s-Sumâḵî ki bizler onun ashâbından rivâyet ederiz, beyʹine mensûblardır.
اَلسُّمَاقُ [es-sumâḵ] (sîn’in zammı ve mîm’in tahfîfiyle) Hâlis yalan ki içinde gerçek nesne olmaya; yukâlu: كِذْبٌ سُمَاقٌ إِذَا كَانَ خَالِصًا
اَلسُّمَّاقُ [es-summâḵ] (sîn’in zammı ve mîm’in teşdîdiyle) Maʹrûftur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı