اَلشَّدَقُ [eş-şedaḵ] (fethateynle) Avurt geniş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَدِقَ الرَّجُلُ شَدَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اتَّسَعَ شِدْقُهُ
اَلشِّدْقُ [eş-şidḵ] (şîn’in kesri ve fethiyle) Avurda denir ki ağzın iki taraflı iç yüzünde olan köşeleridir; ikisine شِدْقَانِ [şidḵân] denir; yukâlu: هُوَ وَاسِعُ الشِّدْقَيْنِ وَهُوَ طِفْطِفَةُ الْفَمِ مِنْ بَاطِنِ الْخَدَّيْنِ Ve شِدْقُ الْوَادِي [şidḵu’l-vâdî] derenin bir yakasına ıtlâk olunur; yukâlu: نَزَلُوا بِشِدْقِ الْوَادِي وَبِشِدْقَيْهِ أَيْ عُرْضِهِ وَنَاحِيَتِهِ Cemʹi أَشْدَاقٌ [eşdâḵ] gelir.
اَلشَّدَقُ [eş-şedaḵ] (fethateynle) Ağzın köşesi büyük olmak.
اَلشِّدْقُ [eş-şidḵ] (şîn’in kesri ve dâl’ın sükûnuyla) Ağzın bir cânibi; yukâlu: نَفَخَ فِي شِدْقَيْهِ أَيْ فِي جَانِبَيْ فَمِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı