اَلْمُعَارُ [el-muʹâr] (mîm’in zammıyla) Yarak olmuş ata denir, ʹalâ-kavlin kuyruğunun kılları yolunmuş yâhûd tavlı semiz ata denir; yukâlu: فَرَسٌ مُعَارٌ أَيْ مُضَمَّرٌ أَوِ الْمَنْتُوفُ الذَّنَبِ أَوْ سَمِينٌ
اَلْمِعَارُ [el-miʹâr] (mîm’in kesriyle) Râkibini dâ΄imâ yoldan saptırır olan ata denir; yukâlu: فَرَسٌ مِعَارٌ إِذَا كَانَ يَحِيدُ عَنِ الطَّرِيقِ بِرَاكِبِهِ Ve minhu kavlu Bişr b. Ebî Ḩâzim lâ eṯ-Ṯirimmâḩ ve galeta’l-Cevherî ḣوَجَدْنَا فِي كِتَابِ بَنِي تَمِيمٍ || أَحَقُّ الْخَيْلِ بِالرَّكْضِ الْمِعَارُḢ Ebû ʹUbeyde ve sa΄ir lügaviyyûn bunu mîm’in zammıyla rivâyet ve عَارِيَّةٌ [ʹâriyyet] ten me΄hûz zann eylediler ve o hatadır. Şârih der ki evvelen şatr-ı sânî Ṯirimmâḩ’ın beytinde dahi vâkiʹ olmakla Cevherî galattan sâlimdir. Ve sâniyen ekser-i fühûl mîm’in zammıyla rivâyet ve فَرَسٌ مُضَمَّرٌ tefsîr eylediler ki vâvî olur, makâma dahi bu mülâyimdir.
اَلْمُعَارُ [el-muʹâr] (mîm’in zammıyla) Ürkütülmüş davar.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı