el-miʹakk ~ اَلْمِعَكُّ

Kamus-ı Muhit - المعك maddesi

اَلْمِعَكُّ [el-miʹakk] (mîm’in kesriyle) Husûmeti şedîd adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مِعَكٌّ أَيْ خَصِمٌ أَلَدُّ Ve şol ata denir ki bir mikdâr eşip sonra darb ve mahmuz ile yürütmeğe muhtâc ola; yukâlu: فَرَسٌ مِعَكٌّ إِذَا كَانَ يَجْرِي قَلِيلًا ثُمَّ يَحْتَاجُ إِلَى الضَّرْبِ

اَلْمَعِكُ [el-meʹik] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْمِمْعَكُ [el-mimʹak] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) ve

اَلْمُمَاعِكُ [el-mumâʹik] (مُعَانِدٌ [mu΄ânid] vezninde) Dâ΄imâ borcunu te΄hîr eden adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مَعِكٌ وَمِمْعَكٌ وَمُمَاعِكٌ أَيْ مَاطِلٌ بِدَيْنِهِ Ve

مَعِكٌ [meʹik] Şedîdü’l-husûmet adama denir. Ve ahmak ve nâdâna denir; yukâlu: رَجُلٌ مَعِكٌ أَيِ الْأَلَدُّ وَكَذَا الْأَحْمَقُ

اَلْمَعْكُ [el-maʹk] (mîm’in fethiyle) Bir nesneyi toprağa sürtüp bulamak maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَكَهُ فِي التُّرَابِ مَعْكًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا دَلَكَهُ بِهِ Şârih der ki مَعْكٌ [maʹk] mutlakan ovmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَعَكَهُ إِذَا دَلَكَهُ Ve

مَعْكٌ [maʹk] Bir adamı bir takrîble maglûb ve makhûr eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَعَكَهُ بِالْقِتَالِ وَالْخُصُومَةِ إِذَا لَوَاهُ Ve bir adamın hakkını oyalandırmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَعَكَ دَيْنَهُ وَبِدَيْنِهِ إِذَا مَطَلَهُ بِهِ

Vankulu Lugatı - المعك maddesi

اَلْمِعَكُّ [el-miʹakk] (mîm’in kesri ve ʹayn’ın fethiyle) Şol attır ki bir mikdâr hareket kıla baʹdehu darba muhtâc ola.

اَلْمَعِكُ [el-meʹik] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın kesriyle) Hakkı eğlendirip vermeyen kimse, meṯûl maʹnâsına.

اَلْمَعْكُ [el-maʹk] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Bir kimsenin hakkın eğlendirip vermemek; yukâlu: مَعَكَهُ بِدَيْنِهِ أَيْ مَطَلَهُ بِهِ Ve

مَعْكٌ [maʹk] Bir nesneyi ovmağa dahi derler; yukâlu: مَعَكْتُ الْأَدِيمَ إِذَا دَلَكْتَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı