اَلْوَهَرُ [el-veher] (vâv’ın ve hâ’nın fethiyle) Güneşin ıssı vaktlerde zemîne ʹalev çalar gibi kemâl-i şiddetle dokunmasına denir ki tef ve tâbından buhâr tarzında ıztırâb hiss olunur; yukâlu: مَا هَذَا الْوَهَرُ وَهُوَ تَوَهُّجُ وَقْعِ الشَّمْسِ عَلَى الْأَرْضِ حَتَّى تَرَى لَهُ اضْطِرَابًا كَالْبُخَارِ
اَلْوَهْرُ [el-vehr] (قَهْرٌ [ḵahr] vezninde) ve
اَلتَّوْهِيرُ [et-tevhîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir adamı hurûc ve halâsı mümkin olmayan yere düşürmek maʹnâsınadır, gerek hissî ve gerek manevî olsun; yukâlu: وَهَرَهُ وَهْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَوَهَّرَهُ تَوْهِيرًا إِذَا أَوْقَعَهُ فِيمَا لاَ مَخْرَجَ مِنْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı