اَلتَّقَيُّضُ [et-teḵayyuḋ] (fethateynle ve yâ’nın zammı ve teşdîdiyle) Duvar yarılıp düşmek; yukâlu: تَقَيَّضَ تَقَيُّضًا وَتَقَوَّضَ الْبَيْتُ تَقَوُّضًا وَقَوَّضْتُهُ أَنَا وَتَقَيَّضَتِ الْبَيْضَةُ تَقَيُّضًا إِذَا تَكَسَّرَتْ فِلَقًا Yaʹnî ufanıp pâre pâre olup ayrılsa. Ve eger ayrılmasa إِنْقَاضَ فَهُوَ مُنَقْاضٌ derler. Ve sırça da dahi hâl zikr olunan üzeredir. Ve
تَقَيُّضٌ [teḵayyuḋ] Müşâbehete dahi derler; yukâlu: تَقَيَّضَ فُلَانٌ أَبَاهُ إِذَا أَشْبَهَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı