اَلطَّفِيلُ [eṯ-ṯafîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Havuzlarda kalmış bulanık sulara denir; müfredi طَفِيلَةٌ [ṯafîlet]tir. Ve
طَفِيلٌ [Ṯafîl] Mekke’de bir dağın adıdır.
طُفَيْلٌ [Ṯufeyl] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) Bir şâʹirin ismidir. Ve Ṯufeyl b. Zellâl el-Kûfî ki dalkavuk zümresinin pîridir, velîme ve ziyâfetlere daʹvetsiz bî-tekellüf vardığından طُفَيْلُ الْأَعْرَاسِ [Ṯufeylu’l-aʹrâs] yâhûd طُفَيْلُ الْعَرَائِسِ [Ṯufeylu’l-ʹarâ΄is] ile mülakkab olmuştu. Baʹdehu her dalkavuğu ona nisbet edip طُفَيْلِيٌّ [ṯufeyliyy] ıtlâk eylediler. Kâle fi’l-Esâs: فُلَانٌ مَا زَالَ يُطَفِّلُ عَلَى النَّاسِ حَتَّى نَسَخَ طُفَيْلَ الْأَعْرَاسِ Şârih der ki طُفَيْلِيٌّ [ṯufeyliyy] ehl-i ʹIrâḵ ıstılâhındandır, ʹArabîde ona وَارِشٌ [vâriş] ve وَاغِلٌ [vâġil] denir. Mütercim der ki mü΄ellif Ebu’ṯ-Ṯufeyl ʹÂmir b. Vâ΄ile’den ki sahâbîdir sükût eyledi, müşârünileyh ashâb-ı kirâm zümresinin cümlesinden en sonra intikâl eylemiştir, hicretin yüzüncü ʹalâ-kavlin yüz yirminci senesinde irtihâl eyledi, radıyallâhu ʹanhu.
طَفِيلٌ [Ṯafîl] (ṯâ’nın fethi ve fâ’nın kesri ve meddiyle) Bir dağın ʹalemidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı