اَلْإِنْعَاظُ [el-inʹâż] (hemzenin kesriyle) Şehvet gâlib olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْعَظَ الرَّجُلُ وَالْمَرْأَةُ إِذَا عَلاَهُمَا الشَّبَقُ Ve dâbbe fercini açıp yummak maʹnâsına müstaʹmeldir ki ekserî kösnümüş hayvân öylece eder; yukâlu: أَنْعَظَتِ الدَّابَّةُ إِذَا فَتَحَتْ حَيَاءَهَا مَرَّةً وَقَبَضَتْهُ أُخْرَى
اَلْإِنْعَاظُ [el-inʹâż] (hemzenin kesri ve nûn’un sükûnuyla) Âlet sâhibi âletin harekete getirmek; yukâlu: أَنْعَظَ صَاحِبُهُ Ve
إِنْعَاظٌ [inʹâż] Mücâmaʹata harîs olmağa derler; yukâlu: أَنْعَظَتِ الدَّابَّةُ إِذَا فَتَحَتْ حَيَاهَا مَرَّةً وَقَبَضَتْ أُخْرَى
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı