اَلْجَهْلَاءُ [el-cehlâ΄] (حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde) جَاهِلِيَّةٌ [câhiliyyet] lafzından me΄hûz olup ve onu te΄kîd için îrâd olunur; yukâlu: كَانَ ذَلِكَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ الْجَهْلَاءِ وَهِيَ الْقَدِيمَةُ
اَلْجَهْلَاءُ [el-cehlâ΄] (cîm’in fethi ve hâ’nın sükûnu ve elifin meddiyle) Bir lafzdır ki mahall-i te΄kîdde istiʹmâl olunur; minhu kavluhum: كَانَ ذَلِكَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ الْجَهْلَاءِ Zîrâ جَهْلَاءُ [cehlâ΄] جَاهِلِيَّةٌ [câhiliyyet] lafzın te΄kîd için lafz-ı mezbûrdan müştakk olmuştur, وَتِدٌ وَاتِدٌ ve هَمَجٌ هَامِجٌ ve لَيْلَةٌ لَيْلَاءُ ve يَوْمٌ أَيْوَمُ dedikleri gibi. وَتِدٌ [vetid] kazığa ve هَمَجٌ [hemec] fethateynle hurde sineğe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı