اَلتَّيَاسِرُ [et-teyâsur] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) Zikr olunan مَيْسِرٌ [meysir] dedikleri devenin etini bölüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَيَاسَرَ الْقَوْمُ إِذَا اقْتَسَمُوا بَيْنَهُمْ لَحْمَ الْمَيْسِرِ Ve birbirine rıfk ve sühûletle muʹâmele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَيَاسَرُوا إِذَا تَسَاهَلُوا Ve sol tarafa geçmek ve sol kola varmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَيَاسَرَ الرَّجُلُ ضِدُّ تَيَامَنَ Ve bir nesneyi sol cânibe almak ve sol tarafa götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَيَاسَرَهُمْ إِذَا أَخَذَ بِهِمْ فِي جِهَةِ الْيَسَارِ
اَلتَّيَاسُرُ [et-teyâsur] (tâ’nın fethi ve sîn’in zammıyla) Kezâlik sol kola varmak maʹnâsınadır. Baʹzılar تَيَاسُرٌ [teyâsur]un bu maʹnâya gelmesine inkâr etti.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı