اَلْمُصَلِّلُ [el-muṡallil] (مُحَدِّثٌ [muḩaddišamp;] vezninde) ve
اَلْمُصَلْصَلُ [el-muṡalṡal] (مُسَلْسَلٌ [muselsel] vezninde) Seyyid-i kavm olan kerîm ve hasîb ve hâlisü’n-neseb adama denir; yukâlu: هُوَ مُصَلِّلٌ وَمُصَلْصَلٌ أَيْ سَيِّدٌ كَرِيمٌ حَسِيبٌ خَالِصُ النَّسَبِ Ve
مُصَلِّلٌ [muṡallil] Firâvân yağmura denir; yukâlu: مَطَرٌ مُصَلِّلٌ أَيْ جَوْدٌ Ve papuççuya denir, أَسْكَفٌ [eskef] maʹnâsına ki ʹâmme إِسْكَافٌ [iskâf] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı