اَلْهَرْتُ [el-hert] (hâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Dürtmek ve sançmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَرَتَ فُلاَنًا بِالرُّمْحِ هَرْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالأَوَّلِ إِذَا طَعَنَهُ Bir adamın ʹırzına dokunmak maʹnâsı bundan yâhûd تَمْزِيقٌ [temzîḵ] maʹnâsından me΄hûzdur, niteki usûl-i sâ΄irede mastûrdur. Ve
هَرْتٌ [hert] Eti müherrâ olunca kadar tabh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَرَتَ اللَّحْمَ إِذَا بَالَغَ فِي طَبْخِهِ حَتَّى تَهَرَّأَ Ve esvâbı yırtıp pârelemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَرَتَ الثَّوْبَ إِذَا مَزَّقَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı