Kamus-ı Muhit - الدجال maddesi

اَلدَّجَالُ [ed-decâl] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Kılıcın cevherine denir. Ve fışkıya denir, سِرْجِينٌ [sircîn] maʹnâsına.

اَلدُّجَالُ [ed-ducâl] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Altına yâhûd suyuna denir ki onunla nesne yaldızlanır; yukâlu: دَجَلَهُ بِالدُّجَالِ أَيِ الذَّهَبِ أَوْ مَائِهِ

اَلدَّجَّالُ [ed-deccâl] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Âhir zamânda hurûc ve zuhûr edecek kezzâbdır ki melʹûn maʹnâsına; mesîh ile de sıfatlanır. Bunun ahz ve iştikâkı zikr olunan mevâddın cümlesinden muhtemeldir. Ez-cümle دَجْلٌ [decl] mâddesinden ki devenin her yerini katrânlamağa denir, mersûm dahi arzın cümlesini geşt ü güzâr eylemekle ona teşbîh olundu yâhûd kizb ve ihtirâʹ-ı kizb maʹnâsındandır yâhûd katʹ-ı nevâhî-i arz maʹnâsındandır yâhûd taġṯi΄e maʹnâsına olan تَدْجِيلٌ [tedcîl]den me΄hûzdur, küfr ve tugyânıyla nâsı yâ kesret-i cümûʹuyla bütün rûy-i zemîni tagti΄e ve ihâta eylediğine mebnîdir yâhûd hakkı bâtıl ile setr eylediği içindir yâhûd yaldızlamak maʹnâsına olan تَدْجِيلٌ [tedcîl]den me΄hûzdur, zîrâ bâtılı hak sûretinde temvîh ve telbîs edecektir yâhûd دُجَالٌ [ducâl]den me΄hûzdur ki altına denir, künûz-ı arz kendisine tâbiʹ ve müsahhar olacaktır yâhud cevher-i seyf ismi olan دَجَالٌ [decâl]le müsemmâdır, aʹyün-i nâsta sihr ve telbîsle cümlesinden mümtâz ve müzeyyen göründüğü için yâhûd rufka-i ʹazîme maʹnâsına olan دَجَّالَةٌ [deccâlet]ten me΄hûzdur, kesret-i tevâbiʹinden nâşî yâhûd سِرْجِينٌ [sircîn] maʹnâsına olan دَجَالٌ [decâl]dendir, levs-i vücûduyla rûy-i zemîni murdâr eylediği için yâhûd elḵâṯ-ı nâs maʹnâsına olan دُجْلٌ [ducl]den me΄hûzdur ki kendisine tâbiʹ olanlar o makûle eşhâs olacaktır.

Vankulu Lugatı - الدجال maddesi

اَلدَّجَّالُ [ed-deccâl] (dâl’ın fethi ve cîm’in teşdîdiyle) Sefer yoldaşları ki kesret üzere ola.