اَلدَّلاَّصُ [ed-dellâṡ] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Melâsetli nesneye denir; yukâlu: أَرْضٌ وَنَاقَةٌ دَلاَّصٌ أَيْ مَلْسَاءُ
اَلدِّلاَصُ [ed-dilâṡ] (dâl’ın kesriyle) Bu dahi sert olmayıp mülâyim ve berrâk nesneye denir, husûsan mülâyim ve pürüzsüz düpdüz musaykal zırha denir. Cemʹi دِلاَصٌ [dilâṡ]tır, müfredi gibi. Bu makûlelerin müfredleri bir mevhûm vezn-i münâsib iʹtibâr olunduktan sonra cemʹlenirler; yukâlu: دِرْعٌ دِلاَصٌ وَدُرُوعٌ دِلاَصٌ أَيْ مَلْسَاءُ لَيِّنَةٌ
اَلدِّلَاصُ [ed-dilâṡ] (dâl’ın kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: دِرْعٌ دِلَاصٌ وَأَدْرُعٌ دِلَاصٌ اَلْوَاحِدُ وَالْجَمْعُ عَلَى لَفْظٍ وَاحِدٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı