اَلرَّوْقَةُ [er-revḵat] (râ’nın fethiyle) Be-gâyet ʹacîb ve muʹcib hüsn ü cemâle denir; yukâlu: لَهُ رَوْقَةٌ أَيْ جَمَالٌ رَائِقٌ
اَلرُّوقَةُ [er-rûḵat] (râ’nın zammıyla) رَائِقٌ [râ΄iḵ] lafzının cemʹidir, hüsn ü bahâ ile ʹacîb olan nesnelere denir; yukâlu: غِلْمَانٌ رُوقَةٌ أَيْ حِسَانٌ ve yukâlu: غُلاَمٌ وَجَارِيَةٌ رُوقَةٌ أَيْضًا Ve azca nâçîz nesneye denir, شَيْءٌ يَسِيرٌ maʹnâsına. Ve pek hûb ve dil-ber nesneye denir.
اَلرُّوقَةُ [er-rûḵat] (râ’nın zammı ve meddiyle) Hüsn-dâr olan nesneler; minhu kavluhum: غِلْمَانٌ رُوقَةٌ وَجَوَارٍ رُوقَةٌ إِذَا كَانُوا حِسَانًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı