اَلْأُرُومُ [el-urûm] (hemzenin zammıyla) Bu dahi aʹlâm maʹnâsınadır ki nişân için dikilen mîl ve minârelerdir. Ve ʹÂd kavminin kubûruna denir. Ve أُرُومُ الرَّأْسِ [urûmu’r-re΄s] başların tepeden tarafa uçlarına ıtlâk olunur. Şârih der ki müfredi أُرْمَةٌ [urmet]tir, غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde.
اَلْأَرُومُ [el-erûm] (elifin fethi ve râ’nın zammı ve meddiyle) Ağacın ve boynuzun kökü,أَصْلُ شَجَرٍ ve أَصْلُ الْقَرْنِ maʹnâsına.
اَلْأُرُومُ [el-urûm] (zammeteynle) Kezâlik cemʹi,ضِلْعٌ [ḋilʹ] ile أَضْلَاعٌ [aḋlâʹ]ve ضُلُوعٌ [ḋulûʹ] gibi. Ve Bârî taʹâlâ ﴿إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ﴾ (الفجر، 7) dediği kavlinde muzâf kılmayıp lâ-yansarıf kılan kimse ʹÂd kavminin babasının ismin kıldı ve إِرَمُ [irem] lafzın bir kabîlenin ismin kılıp ʹÂd’dan onu bedel kıldı. Ve muzâf kılıp lâ-yansarıf kılan kimse إِرَمُ [irem]i o kabîlenin analarının ismi kıldı yâhûd bir şehrin ismi kıldı.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı