اَلشَّرِثُ [eş-şerišamp;] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Gereği gibi bilenip gamze-i dil-ber gibi ser-tîz olmuş zağlı kılıca denir; yukâlu: سَيْفٌ شَرِثٌ أَيْ مُحَدَّدٌ
اَلشَّرَثُ [eş-şerešamp;] (fethateynle) Soğuk te΄sîriyle elin sırtı kabarıp çatlamak maʹnâsınadır; yukâlu: شَرِثَتْ يَدُهُ شَرَثًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا غَلُظَ ظَهْرُهَا مِنْ بَرْدٍ فَتَشَقَّقَ Ve ok iyice yonulmamakla eğri büğrü kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: شُرِثَ السَّهْمُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا لَمْ يُسَوَّ
اَلشَّرْثُ [eş-şeršamp;] (şîn’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) ve
اَلشَّرْثَةُ [eş-şeršamp;et] (hâ’yla) Eski ayakkabıya denir, papuç ve yemeni ve kalura gibi; شَرِثَةٌ [şerišamp;et] müfredidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı