اَلشَّلْوُ [eş-şelv] (şîn’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Seyr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَلَا الرَّجُلُ شَلْوًا إِذَا سَارَ Ve bir nesneyi yukarı kaldırmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَلَا شَيْئًا إِذَا رَفَعَهُ
اَلشِّلْوُ [eş-şilv] (şîn’in kesriyle) عُضْوٌ [ʹuḋv] maʹnâsınadır; yukâlu: قَطَعَ شِلْوًا مِنْهُ أَيْ عُضْوًا Ve bir nesnenin cesed ve kâlbüdüne denir. Ve şol derisi yüzülmüş mezbûha denir ki etinin bir mikdârı ekl olunup bakiyyesi kalmış ola; cemʹi أَشْلَاءٌ [eşlâ΄] denir.
اَلشِّلْوُ [eş-şilv] (şîn’in kesri ve lâm’ın sükûnuyla) Aʹzâ-yı lahmdan bir ʹuzvdur. Ve fi’l-hadîsi: “إِئْتِنِي بِشِلْوِهَا الْأَيْمَنِ”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı