اَلصَّبْوُ [eṡ-ṡabv] (ṡâd’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) ve
اَلصُّبُوُّ [eṡ-ṡubuvv] (عُلُوٌّ [ʹuluvv] vezninde) ve
اَلصِّبَا [eṡ-ṡibâ] (رِضَا [riḋâ] vezninde) ve
اَلصَّبَاءُ [eṡ-ṡabâ΄] (عَطَاءٌ [ʹaṯâ΄] vezninde) Delikanlılık hevâ ve hevesine meyl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: صَبَا الرَّجُلُ يَصْبُو صَبْوًا وَصُبُوًّا وَصِبًا وَصَبَاءً إِذَا مَالَ إِلَى جَهْلَةِ الْفُتُوَّةِ
اَلصِّبَاءُ [eṡ-ṡibâ΄] (ṡâd’ın kesri ve elifin kasrıyla) Oğlanlık.
اَلصَّبَاءُ [eṡ-ṡabâ΄] (ṡâd’ın fethi ve elifin meddiyle) Bi-maʹnâhu; إِذَا كَسَرْتَ قَصَرْتَ وَإِذَا فَتَحْتَ مَدَدْتَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı