eṡ-ṡaʹaḵ ~ اَلصَّعَقُ

Kamus-ı Muhit - الصعق maddesi

اَلصَّعَقُ [eṡ-ṡaʹaḵ] (fethateynle) Şiddetle haykırmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَعِقَ الرَّعْدُ صَعَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اشْتَدَّ صَوْتُهُ Ve şiddetli âvâza denir.

اَلصَّعِقُ [eṡ-ṡaʹiḵ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Vasftır, bir şiddetten bayılmış baygın adama denir. Ve şedîdü’s-savt kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ صَعِقٌ أَيِ الشَّدِيدُ الصَّوْتِ Ve dâ΄imâ صَاعِقَةٌ [ṡâʹiḵat] tevakkuʹunda olan kimseye denir. Ve Ḣuveylid b. Nufeyl nâm kimsenin lakabıdır. Ve Benû Kilâb’dan bir fâris lakabıdır, ona صِعِقٌ [Ṡiʹiḵ] dahi derler idi, إِبِلٌ [ibil] vezninde; nisbetinde صَعَقِيٌّ [Ṡaʹaḵiyy] denir fetehâtla ve صِعَقِيٌّ [ṡiʹaḵiyy] denir, عِنَبِيٌّ [ʹinebiyy] vezninde ki gayr-i kıyâs üzeredir, Temîm kabîlesi mezbûrun başına şiddetle vurduklarından min-baʹd müte΄essir olup bir âvâz-ı şedîd işittikte bî-hûş olur idi, ona mebnî lakab-ı mezbûr ile telkîb eylediler. Ve baʹzılar dedi ki bir gün taʹâm tabh ve tertîb edip nâgehân bir şedîd rüzgâr zuhûr ve tencereyi ser-nigûn eylemekle rüzgâra sebb ve laʹn ettikte mazhar-ı recz-i ilâhî olup o hengâmda sâʹika zuhûr ve sadmesiyle savb-ı ʹademe mürûr eylediği bâʹis-i telkîb olmuştur.

اَلصَّعْقُ [eṡ-ṡaʹḵ] (ṡâd’ın fethiyle ve fethateynle) ve

اَلصَّعْقَةُ [eṡ-ṡaʹḵat] ve

اَلتَّصْعَاقُ [et-taṡʹâḵ] (تَذْكَارٌ [težkâr] vezninde) Bir şiddet sebebiyle bî-hûş ve bî-hod olmak maʹnâsınadır ki bayılmak taʹbîr olunur; yukâlu: صَعِقَ الرَّجُلُ صَعْقًا وَصَعَقًا وَصَعْقَةً وَتَصْعَاقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا غُشِيَ عَلَيْهِ

Vankulu Lugatı - الصعق maddesi

اَلصَّعْقُ [eṡ-ṡaʹḵ] Berk âvâz; yukâlu: حِمَارٌ صَعْقُ الصَّوْتِ أَيْ شَدِيدُ الصَّوْتِ Ve

اَلصَّعْقُ [eṡ-Ṡaʹḵ] Bir kimsenin ismidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı