اَلصُّوَعُ [eṡ-ṡuvaʹ] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Parça parça bitmiş otluklara denir.
اَلصَّاعُ [eṡ-ṡâʹ] ve
اَلصِّوَاعُ [eṡ-ṡivâʹ] (ṡâd’ın kesri ve zammıyla) ve
اَلصَّوْعُ [eṡ-ṡavʹ] (نَوْعٌ [nevʹ] vezninde) Bir gûne ölçek ismidir ki ahkâm-ı müslimîn onun üzerine dâ΄ir yaʹnî keyl husûsunda muʹâmele-i ehl-i İslâm onunla mütedâvil ve müteʹâvir olur. Ve kuri΄e kavluhu taʹâlâ: ﴿قَالُوا نَفْقِدُ صُوَاعَ الْمَلِكِ﴾ بِاللُّغَاتِ الْمَذْكُورَةِ Ve baʹzılar ʹindinde صَاعٌ [ṡâʹ] صُوَاعٌ [ṡuvâʹ]ın gayrıdır, yaʹnî صَاعٌ [ṡâʹ] zikr olunan kîleye ve صُوَاعٌ [ṡuvâʹ] su içecek maşrabaya denir, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلصَّوْعُ [eṡ-ṡavʹ] (ṡâd’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Dağıtmak, tefrîk maʹnâsına; ve minhu kavluhum: يَصُوعُ الْكَمِيُّ أَقْرَانَهُ إِذَا أَتَاهُمْ مِنْ نَوَاحِيهِمْ Ve كَمِيٌّ [kemiyy] kâf’ın fethi ve yâ’nın teşdîdiyle bahâdır, şücâʹ maʹnâsına; وَالرَّجُلُ يَصُوعُ لِلرَّجُلِ وَالتَّيْسُ تَصُوعُ الْمَعْزَ Ve تَيْسٌ [teys] keçinin erkeğine derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı