الضَّنْءُ [eḋ-ḋan΄] (ḋâd’ın fethi ve nûn’un sükûnuyla) ve
الضُّنُوءُ [eḋ-ḋunû΄] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Hatunun evlâdı kesîr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَنِئَتِ الْمَرْأَةُ وَضَنَأَتْ ضَنْئًا وَضُنُوءًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّالِثِ إِذَا كَثُرَ أَوْلاَدُهَا Ve mâl yaʹnî devâbb ve mevâşî kısmı kezâlik firâvân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَنِئَ الْمَالُ وَضَنَأَ إِذَا كَثُرَ Ve bir semte ʹazm ve zehâb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ضَنَأَ فِي الأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ Ve pinhân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَنَأَ الرَّجُلُ إِذَا اخْتَبَأَ
اَلضِّنْءُ [eḋ-ḋin΄] (bi’l-kesri ve sukûni’n-nûn) Asl ve maʹden; yukâlu: فُلَانٌ فِي ضِنْءِ صِدْقٍ أَيْ فِي أَصْلِ صِدْقٍ وَمَعْدِنِهِ
اَلضَّنْءُ [eḋ-ḋan΄] (ḋâd’ın fethi ve nûn’un sükûnuyla) ve
اَلضُّنُوءُ [eḋ-ḋunû΄] (zammeteynle) ʹAvretin evlâdı çok olmak; yukâlu: ضَنَأَتِ الْمَرْأَةُ تَضْنَأُ ضَنْئًا وَضُنُوءًا إِذَا كَثُرَ وَلَدُهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı