اَلضَّمْرُ [eḋ-ḋamr] (شَكْسٌ [şeks] vezninde) Şol adama denir ki karnı düz ve mevzûn ve beli incerek ve beden ve endâmı nâzük ve latîf ola, serv-i sehî gibi; yukâlu: رَجُلٌ ضَمْرٌ أَيِ الْهَضِيمُ الْبَطْنِ اللَّطِيفُ الْجِسْمِ Mü΄ennesinde ضَمْرَةٌ [ḋamret] denir. Ve kaş kemikleri incerek olmakla yakışıklı olan ata vasf olur; yukâlu: فَرَسٌ ضَمْرٌ إِذَا كَانَ دَقِيقَ الْحِجَاجَتَيْنِ Şârih دَقِيقَ الْحَاجِبَيْنِ nüshasını redd eylemiştir. Ve
ضَمْرٌ [ḋamr] Dar yere denir; yukâlu: مَكَانٌ ضَمْرٌ أَيْ ضَيِّقٌ Ve ضَمِيرٌ [ḋamîr] maʹnâsınadır ki derûnda izmâr olunan sırra denir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve Benû Saʹd diyârında bir dağın adıdır.
اَلضُّمْرُ [eḋ-ḋumr] (ḋâd’ın zammıyla) ve
اَلضُّمُرُ [eḋ-ḋumur] (zammeteynle) İsmlerdir, insân ve hayvân arıklayıp karınları içeri çöküp yapışmağa denir; yukâlu: فِيهِ ضُمْرٌ وَضُمُرٌ أَيْ هُزَالٌ وَلَحَاقُ بَطْنٍ
اَلضَّمِرُ [eḋ-ḋamir] (ḋâd’ın fethi ve mîm’in kesriyle) İsmdir, gizlemek maʹnâsına.
اَلضُّمْرُ [eḋ-ḋumr] (ḋâd’ın zammı ve mîm’in sükûnuyla) Arıklıktır. Ve at arıklığıdır. Ve
اَلضُّمُرُ [eḋ-ḋumur] Bi-maʹnâhu, mislu: اَلْعُسْر [el-ʹusr] ve اَلْعُسُر [el-ʹusur].
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı